Biyometriklerin
en iyi tarafı tüketicileri güçlü şifre oluşturma ve hatırlama sorumluluğundan
kurtarması, artık şifrenizi hatırlamak zorunda değilsiniz, çünkü o sizin bir
parçanız.
Prof.Dr.Mikhail
Gofman
Biyometrik Ödemeler
Zamanının en ileri
teknolojik örnekleriyle bezenmiş James Bond serisi, parmak izi tanımlamasını 1971
yapımı ‘Diamonds Are Forever’ filminde kullanmıştı. Sahte parmak iziyle kendini
Peter Franks gibi göstermeye çalışan James Bond’un kullandığı bu yöntem,
şimdilerde ödeme sektörünün de en gözde kimlik tanımlama yöntemlerinden.
Biyolojik veriyi
ölçme ve istatistiksel olarak analiz etme bilimi olan biyometrik sayesinde günümüzde
kimlik tanımlaması ve doğrulaması için insan vücudunun parmak izi, el
geometrisi, retina, iris, ses, yüz şekillerini kullanabiliyoruz.
Biyometrik tanımlama
artık ödemeler dünyasında da giderek önem kazanan bir yöntem haline geliyor. Kullanıcı
kimliğinin satış noktasında biyometrik teknolojilerle doğrulanmasının ardından,
satış tutarı banka hesabından alınabiliyor.
Biyometrikler ve
kimlik doğrulama, mobil ödemeler özelinde de dünyada en çok tartışılan konulardan
biri. Bu tartışmanın en önemli nedeni Apple’ın Touch ID teknolojisi ve
benzerleri. VISA ve Populas tarafından 2016’da yapılan bir araştırmaya göre
Avrupalıların üçte ikisi güvenli ödeme için biyometriklerin kullanımına hazır.
Yeni Şifremiz Bedenimiz
Biyometrik
teknolojiler ödemeler sisteminin geleceğini oluşturacak gibi duruyor. Buna bir
nevi, “bedenimiz yeni şifremiz” oluyor da denebilir. Tüketiciler, aşırı
güvenlik yerine kolaylığı ve konforu tercih ediyorlar, çünkü her banka hesabı,
kart ya da uygulama için ayrı ayrı komplike şifreler oluşturup bunları akılda
tutmak yerine kimlik doğrulamasını kendi kendine yapabilmeyi tercih ediyorlar
çok doğal olarak.
Getirdiği Kolaylıklar
Şimdi de
dilerseniz, biyometrik ödeme teknolojilerinin sunduğu kolaylıklara bir göz
atalım;
- Güvenli işlem. Biyometrik kimlik tanımlama konusuna şüpheyle
yaklaşanlara rağmen; baktığınızda hiç birimizin parmak izinin, gözünün, kulağının,
sesinin, kalp atışının ya da hareket tarzının aynı olmaması bence bu
tereddütleri yersiz kılıyor. Biyometriklerin benzersiz oluşu, tüketiciye ödeme
sistemlerinde kimlik doğrulama açısından rahatlıkla bu yöntemi kullanabilme
yolunu açıyor.
- Basit işlem. Özellikle online ödemeler kullanıcı adı, şifre ve
benzeri komplike süreçler nedeniyle tüketiciyi yoruyor, insanın işlem yapası
gelmiyor. Alipay’in yeni duyurduğu “Smile to Pay” uygulaması güvenilir 3D yüz
tanıma teknolojileriyle self servis kiosklardan kolayca işlem yapılmasına imkan
sağlarken, yüz tanımada benzetme yoluyla dolandırıcılığın engellenmesi amacıyla
da software ve hardware teknolojileri bir arada kullanılıyor.
- Hızlı ve düşük maliyetli işlem. Biyometrik kimlik doğrulama
yöntemleri satış noktasında ve mobil ödeme sırasında zamandan tasarruf
sağlıyor. Öte yandan, kullanıcı ve şifre operasyonunu da ortadan kaldırdığından,
bankalara, finansal kuruluş ve finteklere önemli bir operasyonel verimlilik -
maliyet avantajı getiriyor.
Biyometrik
ödemelerin, Avrupa ve Amerika’dan sonra Asya ve Latin Amerika’da da
yaygınlaşmaya başladığını görüyoruz.
Yukarıda bahsettiğimiz Çinli Alipay ya da gene Çinli WeChat gibi
örnekler bunun yolunu hızla açacaktır diye düşünüyorum.
Hâlihazırda
ülkemizde kullanmakta olduğumuz mobil ödeme yöntemleri içinde yaygın biyometrik
tanımlama özelliği bulunmuyor. Görüşüm, ülkemizde bu tür teknolojilere
adaptasyonunun çok hızlı olacağı yönünde. Zira hem genç bir nüfusumuz var, hem
de halk olarak teknolojiyi ve yenilikleri oldukça seviyoruz.
Biyometrik
teknolojilerin sahtecilik ve dolandırıcılık işlem riskini azaltacağı yönünde
rüştünü ispatlaması sonrası global işlemlerden de daha yüksek pay alacağını ve
hatta bu işlemlerin de artacağını şimdiden söyleyebiliriz. Zira, bu
teknolojinin önümüzdeki dönemde daha güvenilir olmasıyla, global e-ticaret
oyuncuların yanında görece küçük yerel işletmelerin de global e-ticaret
piyasasına girme ve bu alanda faaliyet gösterme iştahları artacaktır.
Tüketici Tercihleri
MasterCard ve
Oxford Ünversitesi tarafından hazırlanan ve 2017 Ocak’ında yayınlanan araştırma
raporuna göre;
- Tüketicilerin %93’ü mobil işlemlerde
kimlik doğrulamada şifre yerine biyometriklerin kullanımını tercih ediyor. Bankaların %92’si biyometrik kimlik
doğrulama metodlarını uygulamak istiyorlar.
- Biyometrik kimlik doğrulama metoduna
geçiş için karar vericilerin sadece %36’sı yeterli bilgilerinin olduğunu
belirtiyorlar.
Raporda mobil
ödemelerde biyometrik kimlik doğrulama metodunu doğru şekilde anlayabilmek ve
başarılı uygulamalar geliştirebilmekte Bankalara yol göstermek adına “5
Faktörlü Yapı” öneriliyor.
1. Performans: Hızlı ve efektif bir süreç
yaratabilmek için hata oranı düşük biyometrik tanımlama algoritmaları ile bunu
proses eden katmanlı biyometrik süreçler oluşturulmalıdır. Katmanlı yapıyı, analog ortamdan veriyi
alarak dijital veriye dönüştüren, tanımlama için gerekli parametreleri elde
ederek karşılaştırmaların yapılmasını sağlayan ve önceki verilerin tutulacağı anlamlı
bir veritabanı olarak tanımlayabiliriz.
2. Kullanılabilirlik: Sistemi kullanacak
tüketicilerin sisteme güvenini ve inancını sağlayacak şekilde tasarlanması,
teknolojiye uzak duranların dahi kullanabileceği basitlikte sunulması, müşteri
deneyiminin ön planda tutulması sağlanmalıdır.
3. Her Ortamda Çalışabilirlik:
Tasarlanacak uygulamanın cep telefonu, tablet, masa üstü, çağrı merkezi ve
benzeri ortam ve cihazlarda aynı kullanıcı deneyimini sunacak şekilde
tasarlanması, parmak izi, ses ve yüz tanımlama gibi ortama göre değişebilecek
biyometrikleri sağlayabilmesi önemli konulardan biri.
4. Güvenlik: Biyometrik tanımlama ile
ilgili veritabanlarının güvenlikli şekilde saklanması ve bu sistemde ataklara
en açık ve en korumasız olan tüketicinin kullandığı mobil ortamlardaki
uygulamaların azami güvenlik unsurlarını içermesi gerekiyor. Diğer yandan,
müşteri hesap açılışında Müşterini Tanı ilkesi doğrultusunda birçok kimlik
doğrulama adımından geçen müşterinin, biyometriklerinin kaydı genellikle aynı
şekilde yapılamıyor. Bu noktada da ileriye yönelik olarak, Bankaların bu
biyometriklerin ilk kaydını hesap açılışı gibi aynı yöntemlerle yapmaları
güvenlik açısından en doğru çözüm olabilir.
5. Gizlilik: Biyometrik verilerin
gizliliğinin sağlanması da aslında en önemli konulardan biri. Bu alandaki bir
hırsızlığın kimlik hırsızlığından daha vahim neticelerinin olabileceğini
düşünüyorum. Bu anlamda kurulacak sistemlerin yüksek güvenlikli olarak
tasarlanması gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder