Son gelişmelere göre; Güney Kıbrıs Parlamento'su Mevduata Vergiyi reddetti, Avrupa Merkez Bankası likidite sağlayacağını duyurdu.
Mudilerin tasarruflarının kutsal olduğuna dair önceki AB uygulamaları Güney Kıbrıs uygulaması ile yıkılıyor, uluslararası kreditörler, adaya ve bankacılık sistemine yapacakları 10 Milyar Euro tutarındaki yardım karşılığında mevduatlar üzerinden vergi alınması konusunda bu hafta sonu anlaştılar.
Mudilerin tasarruflarının kutsal olduğuna dair önceki AB uygulamaları Güney Kıbrıs uygulaması ile yıkılıyor, uluslararası kreditörler, adaya ve bankacılık sistemine yapacakları 10 Milyar Euro tutarındaki yardım karşılığında mevduatlar üzerinden vergi alınması konusunda bu hafta sonu anlaştılar.
Bu uygulamanın piyasada kargaşaya neden
olacağı ve Euro bölgesindeki diğer emsal zayıf ekonomilerin de benzer durumla
karşı karşıya kalabileceğine ilişkin riskler mevduat sahiplerini ve
yatırımcıları tedirgin etti.
Euro, Pazartesi gününün erken
saatlerinden itibaren Asya piyasalarında düşüşe geçti. Euro/ Dolar paritesi
Binde 2 oranında geriledi.
Pazartesi öğleden sonra, Güney Kıbrıs'ın
56 üyeli parlamentosunda tasarrufların bir kısmına el konularak yeniden
sermayelendirilmesi konusu oylanacak, ancak Parlamentonun bunu onaylaması gene
de kesin değil.
Parlamentodaki üç partinin de mutlak
çoğunluğu bulunmadığından, Pazar gününe planlanan vergi oylaması bir konsensüs
oluşturmak ve temsil edilen partilere daha fazla zaman tanımak için
ertelenmişti.
Büyüyen kamu tepkisiyle karşı karşıya
kalan, Rum Maliye Bakanlığı yetkilileri küçük tasarruf sahiplerini korumak için
Pazar günü kreditörlerle görüşmelere başladı.
Bu konuyu yakından takip eden kaynaklara
göre, 100,000 Euro’nun altındaki mevduatlar için planlanan vergi oranının yüzde
6,7 'den yüzde 3.0'e indirilmesine çalışılıyor.
Bu tutarın üzerindeki mevduatlara
uygulanacak verginin ise daha sonra yüzde 9,9’ dan yüzde 12,5 'e yükseltilmesi
planlanıyor
Vergi haberi sonrasında hafta sonu Güney
Kıbrıs'taki nakit ödeme noktalarında hemen çalışma başlatıldı ve Güney Kıbrıs
Merkez Bankası tarafından Parlamento’dan karar çıkana kadar Bankaların Perşembe
gününe kadar kapalı kalacağı açıklandı.
Bundan üç hafta önce göreve gelmiş bir
muhafazakar olan Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Nicos Anastasiades, mevduat
üzerinden alınacak olan verginin düzensiz bir iflasın alternatifi olduğunu
söyledi. Bir televizyon konuşmasında, “bu
acı oldu ama, sonunda ekonominin istikrara kavuşmasında ve düzlüğe çıkılmasında
önem bir rol oynayacaktır." dedi.
Anastasiades, mevduatlarının bir kısmını
vergi olarak ödeyen tasarruf sahiplerine ait kayıpların, ticari bankaların
hisseleri veya yakın gelecekte doğal gaz kaynaklarının keşfedilmesi ile elde
edilecek gelirlerle tazmin edileceğini söyledi.
Güney Kıbrıs’ın iflasını önlemek adına
Avrupa Merkezli olarak düzenlenmiş mevduat vergisinin küçük tasarruf sahipleri
için yumuşatılması konusunda Hükümetin hazırladığı öneri paketi Mecliste
oylanacak.
Ancak, birçok Parlamenter bu konuda ikna
olmuş değil.
Olayın
Arka Planı;
2011 yılı ortalarında, Atina’ya verilen
ikinci destek paketinin bir parçası olarak Almanya Avrupa Merkez Bankası’na Yunan
tahvillerinde bir kesintinin şart olduğu konusunda ısrarcı olmuştu. Sonuçta Almanya haklı çıktı, kriz küçük
Yunanistan'dan İspanya ve İtalya’ya bulaştı. Çıkan finansal kriz, 2011 yılının
ilk yarısında Alman ekonomisini de durgunluğun eşiğine itti.
Yunan tahvilleri Alman vergi
mükelleflerinin vergilerine mal oldu ve bu durum Alman devlet bankalarının
zararlarına doğrudan 12 Milyar Euro kadar ekledi. Zayıflayan Alman ekonomisinden
kaynaklanan dolaylı zararlarla birlikte, bu işin Alman vergi mükelleflerine
toplam maliyeti muhtemelen 20 milyar Euro’yu
aştı. Bu durum Avrupa Merkez Bankası’nın Ağustos 2012’deki müdahalesiyle durdu
ve yılın kalan yarısında Alman ekonomisi diğer Euro Bölgesi üyeleriyle birlikte
yukarıya doğru ılımlı toparlanmaya geçti.
Yunanistan ve Kıbrıs yakından bağlantılı
olduğundan, sonunda Yunan tahvillerinin %80’i için yapılması gereken kesinti de
Kıbrıslı bankaların sermaye tabanından silindi. Şimdi, Kıbrıs Rum Kesimindeki bankaların
yeniden sermayelendirilmesi gerekli.
Güney Kıbrıs’ın kurtarılması için,
Almanya ve diğer bazı ülkelerde banka mevduatları için bir kesinti konusunda
ısrar ettiler. 10 milyar Euro’luk yardım paketi için Euro Bölgesi Maliye
Bakanları koşul olarak, 100 bin Euro altındaki
mevduatlar için %6,75, üstündeki
mevduatlar için ise %9,9 vergi alınmasını istediler. Bu vergiler ile toplam 5,8
milyar Euro gelir elde edilmesi öngörülüyor.
Basında çıkan haberlere göre, Güney Kıbrıs
banka mevduatlarının yaklaşık olarak üçte biri yabancılara ait.
Son haftalardaki tartışmaların ardından,
Güney Kıbrıs banka mevduatlarından yapılacak olan kesintiler sürpriz olmadı. Destek
paketinin diğer bir detayı da kurumlar vergisinin %10 'dan % 12.5’ye
çıkartılması ve kara para aklamaya karşı sıkı
denetimler getirilmesi.
Güney Kıbrıs’ın ekonomisi küçük. Fakat Euro
bölgesine de bulaşabilir. Şimdi başka bankalarda Euro mevduatı olan mevduat
sahipleri bunu münferit bir durum olarak mı görecekler, ya da potansiyel bir
örnek olarak mı? Temmuz 2011’de, Yunan borç krizinin izole bir olay olacağına
dair AB güvencesi varken tahvil piyasalarında genel bir panik yoktu. Özellikle
Yunanistan ve İspanya’daki Bankacılık sistemlerinin hassasiyeti göz önünde bulundurulduğunda,
güveni tesis etmek üzere alınacak tedbirlerin mali ve ekonomik tahribata da yol
açabileceği düşünülebilirdi.
Güney Kıbrıs Banka mevduatlarına
konulan özel vergi bazı riskler taşıyor tabii ki. Ancak, bunun bulaşıcılığı
konusunda iyimserlik hakim. Bunun nedeni, 2011 yılının ortalarında, Avrupa’nın İtalya
ve İspanya ‘yı desteklemek için yeterince büyük bir güvenlik ağı yoktu. Şimdi
ise Avrupa Merkez Bankası yapılacak reformlarla tüm ülkeleri Euro içinde tutma vaadi
ile böyle bir güvenlik ağının oluşmasını sağladı. Piyasalar ve banka mevduatları
bu güvenlik ağı nedeniyle, muhtemelen sakin kalacaktır.
Güney Kıbrıs'taki yardım anlaşmasının
olumlu bir tarafı var, o da Banka mevduatlarındaki kesinti sayesinde Almanya ve
diğer bazı Kuzey Avrupa ülkeleri için bundan sonraki anlaşmaların onaylaması
çok daha kolay hale gelecektir. Bu da potansiyel bulaşma risklerini kontrol
altında tutmaya yardımcı olabilir.
Referanslar:
1- Reuters
2- Holger Schmieding
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder