8 Ağustos 2016 Pazartesi

Katılım Bankacılığı Gelişiyor - PSM Dergisi - Ağustos 2016

Katılım Bankacılığı Gelİşİyor
Payment System Magazin dergisinin Ağustos 2016 sayısında yayınlanmış olan yazımdır.

Ülkemizde ilk kez 1985 yılında “Özel Finans Kurumu” adı altında faaliyete başlayan sektör, 2005 yılında Bankacılık Kanunu ile “Katılım Bankacılığı” olarak tescillendi. Bu düzenleme ile “Banka” statüsü kazanan sektöre rağbet de hızla arttı. 2005 yıl sonunda mevduatta %3,2 aktifte %2,4 olan Katılım Bankacılığı pazar payları, 2015 yıl sonunda sırasıyla %5,9 ve %5,1’e ulaştı.




























Katılım Bankaları tarafından uygulanan faizsiz bankacılık modeli, aslen İslami finans sistemine dayanıyor. Bu modelle, finansal işlemlerin İslami şartlara göre dürüst ve sosyoekonomik açıdan adil biçimde gerçekleştirilmesi amaçlanıyor. Uygulanan Faizsiz Bankacılık modelinde faiz yasağının yanı sıra; belirsizlik, aşırı risk, spekülasyon ve topluma zararlı ürünlerin satışına yönelik hizmetlerin verilmesi de yasak.

Dünyadaki Tarihsel Gelişimi

Katılım Bankacılığı, Dünyada İslami Bankacılık olarak adlandırılıyor ve başlangıcı 1963’te Mısır’da kurulan bir mevduat bankasına dayanıyor. 1973’de İslami Kalkınma Bankasının kurulmasından sonra da sisteme diğer benzer kuruluşların katılmasıyla birlikte tüm Dünyanın kabul ettiği bir bankacılık modeli haline geliyor.

Uluslararası İslami Finansal Hizmetler Kurulu raporuna göre 2015 sonu İslami Finans endüstrisinin dünya çapındaki toplam varlığı 1,88 Trilyon USD. Bu rakamın %79,6’sı 1,5 Trilyon USD ile Banka Varlıklarından, %15,5’i 290,6 Milyar USD ile Sukuktan oluşuyor. Standard & Poor’s (S&P) Haziran ayı raporuna göre endüstrinin toplam varlığı yakında 2 Trilyon USD’yi geçecek ve önümüzdeki 10 yıllık dönemin sonunda bu rakam 3 Trilyon USD’yi bulacak. Ernst & Young’ın 2016 Dünya İslami Bankacılık Rekabet Raporu’nda da bahsedildiği gibi, bu gelişmenin başını Katar, Endonezya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Türkiye çekiyor. Sektörün dijital bankacılık alanında yapacağı yeni yatırımlarla mevcutta 100 milyon olan toplam müşteri sayısını önümüzdeki 10 yıllık dönemin sonunda 200 Milyona çıkartması bekleniyor.

Ülkemizde Katılım Bankacılığı

Bu bilgiler ışığında, ülkemizdeki duruma bakarsak; Türkiye Katılım Bankacılığı sektörüne ilişkin 2015 yıl sonu göstergeleri ise şöyle;

Türkiye Katılım Bankacılığı Başlıca Göstergeleri – 2015 Yıl Sonu
Toplanan Fonlar
Kullandırılan Fonlar
Toplam Aktifler
74,4 Milyar TL
79,2 Milyar TL
120,3 Milyar TL
Özvarlık
Personel Sayısı
Şube Sayısı
10,6 Milyar TL
16.554 Kişi
1.080 Adet

Sektörün yeni oyuncuları Ziraat Katılım ve Vakıf Katılım Bankalarının yarattığı sinerji ve güven unsurları sayesinde, ülke içinden ve dışından yeni fon kaynaklarının sisteme gireceğini şimdiden öngörmek mümkün. Sektör, Körfez Bölgesinde yoğunlaşan yabancı yatırımcı fonlarını Ülkemize çekerek, Türkiye’yi İslami Finans alanında bir merkez haline dönüştürmeyi hayal ediyor. Eğer planlanan aksiyonlar alınabilirse, bu hayalin gerçekleşmesi hiç de zor değil.

Katılım Bankalarının hitap ettiği ana müşteri tabanı, dini vecibeler nedeniyle faizsiz bankacılık hizmetini tercih eden muhafazakâr kitle olsa da, rekabetçi fiyatlar uygulandığında toplumun tüm kesimlerinden fon toplanabiliyor. Ancak Sektörün ana hedefi, muhafazakâr kesimin yastık altında tuttuğu ve ciddi büyüklükte olduğu tahmin edilen atıl kaynağın faizsiz modelle finansal sisteme dâhil edilerek “finansal erişilebilirliği” arttırmak; bu yolla varolan kaynakları ekonomiye kazandırmak ve reel sektöre aktarabilmek.

2025 Vizyonu

"Hedefi Olmayan Gemiye Hiç Bir Rüzgar Yardım Edemez"
Montaigne

Katılım Bankacılığı 2025 yılına yönelik sektörel hedeflerini 2013 yılında BDDK ve Türkiye Katılım Bankaları Birliği’nin ev sahipliğinde düzenlenen “Katılım Bankacılığı ve Faizsiz Finans Çalıştayı”nda belirlemişti.

Ve bu Çalıştay sonuçlarından yola çıkılarak Mart 2015’de yayınlanan “Türkiye Katılım Bankacılığı Strateji Belgesi” ne göre; 
  • Mevcutta %5-%6 arasında değişen sektör pazar payının 2025 yılı itibariyle %15’e ulaşması ve sektörün dünya standartlarında finansal ürün/ hizmet sunar hale getirilmesi hedefleniyor. 
  • %15 Pazar payına ulaşmak için sektörün öz sermayesinin 30 Milyar USD’ye, aktif varlıkların ise 300 Milyar USD’ye çıkartılmasının gerekeceği öngörülüyor.

Söz konusu hedeflere ulaşılabilmesi için sektör temsilcilerine ve Devletin ilgili kurum ve kuruluşlarına da pek çok görevler düşüyor. Bu amaçla Aralık 2015’de Başbakanlık tarafından “Faizsiz Finans Koordinasyon Kurulu” oluşturulmuş. Kurul, Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanın başkanlığında yılda üç kere toplanarak faizsiz finansın geliştirilmesi ve bu alanda gerekli koordinasyonun yapılması amacıyla faaliyet gösteriyor.

Eğitim ve Uzmanlaşma

Sektör, İslami hukuk kurallarına ve Faizsiz Bankacılık şartlarına uygun eğitimli Bankacı sıkıntısı çekiyor. Türkiye Katılım Bankaları Birliği bünyesinde düzenlenen eğitimlerle bu durum aşılmaya çalışılıyor. Mevcutta 17 bin Katılım Banka çalışanı ve 1080 Şubeyle hizmet veren sektör, 2025 hedeflerine yönelik Katılım Bankacılığı Uzmanları yetiştirmeyi hedefliyor.

Gelecekten Beklentiler

Ziraat Katılım ve Vakıf Katılım Bankalarının sektöre girmesinin yanında, mevcut Katılım Bankalarının da Strateji belgesinde planlandığı şekilde sermaye artışı yapmalarıyla sektör giderek güçlenecek.  

BDDK, BIST, TCMB ve Diyanet İşleri Başkanlığı gibi kurumlarda Katılım Bankacılığı birimleri oluşturularak koordinasyonun arttırılması ve Faizsiz Finans Koordinasyon Kurulu sayesinde Sektöre hız kazandırılacak.

Katılım Bankacılığı mevzuatının, gelişmiş İslami Finans ürünlerine sahip pazarlarla rekabet edebilmesine izin verecek şekilde düzenlenmesi; Sukuk pazarının geliştirilmesi ve BIST üzerinden alınıp satılması olanaklı hale getirilecek.


Ticari firmalara kullandırılan fonların, firma ortaklığına dayalı bir sistemle yapılmasından kaynaklı sorunlar giderilerek, sistem basitleştirilecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder